13 Mayıs 2011 Cuma

ÖĞRENME STİLLERİMİZ


“Geleceğin cahili okuyamayan değil; nasıl öğreneceğini bilmeyen kişi olacaktır.”
TOFFLER
Öğrenme, yaşantı ürünü ve nispeten kalıcı izli davranış değişmesidir (Ertürk, 1998: 78). Bu tanıma göre öğrenmenin üç önemli özelliği vardır: Bireyin davranışlarında bir değişikliğin olması, bu değişikliğin olgunlaşma, büyüme, uyku, ilaç, yorgunluk vb. etkenlerin etkisiyle değil de yaşantı sonucu meydana gelmesi ve bu değişikliğin geçici değil, en azından belli bir süre kalıcı olması (Açıkgöz, 2003: 8).
Davranışçılara göre öğrenme, bireyin öğrenme materyali ve çevresiyle etkileşim kurması sonucunda davranışlarında gözlenebilir değişiklikler meydana gelmesidir.  Bilişsel yaklaşıma göre ise öğrenme, insanın beyninde ve sinir sisteminde oluşan bir süreç olarak yorumlanmaktadır (Fidan, 1996: 66).
Açıkgöz’e göre (2003:9) bilişselciler öğrenmeyi gözlenebilir bir davranış ya da edim olarak değil gözlenemeyen, içsel, bilişsel bir süreç olarak görmektedirler. Öğrenmenin çevreyle etkileşim sonucunda meydana gelen içsel bir süreç olduğu göz önüne alındığında, öğrenmeyi olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen pek çok faktörün bulunduğunu söylemek mümkündür. Bu faktörlerin bir kısmı çevreden kaynaklanır ve dış faktörler olarak adlandırılır. Diğer bir kısmı ise bireyin kendisinden kaynaklanır ve iç faktörler olarak adlandırılır. Öğrenmeyi etkileyen iç faktörler olarak, bireyin öğrenmeye karşı güdülenmişlik düzeyi, fizyolojik olarak öğrenme birimi için yeterliği, zekâsı, yaşı, dikkat düzeyi, hazırbulunuşluğu, psikolojik durumu (kaygılı, istekli, azimli, kararlı vb.), fizyolojik durumu (açlık, susuzluk, hastalık, ilaç kullanma vb.) sayılabilir. Dış faktörler olarak ise çevredeki uyarıcı durumu, öğrenilecek birimin kendisi, ses, ısı, ışık durumu, içinde bulunulan zaman vb. sayılabilir (Binbaşıoğlu, 1978).
Tüm faktörler öğrenme etkinliği sırasında kontrol edilebilen ya da kontrol edilemeyen değişkenler olarak ortaya çıkar. Örneğin bireyin öğrenme etkinliği sırasında içinde bulunduğu çevre ya da bu çevreyi oluşturan koşulların tümü birer dış faktördür. Bireyin başının ağrıması, karnının acıkması, yakın bir zamanda sevdiği birisini kaybetmenin üzüntüsü, öğrenmeye karşı güdülenmişlik düzeyi gibi değişkenlerin tümü ise birer iç faktördür. Öğrenme ortamında ise ortamın sıcaklığı, sesli ya da sessiz oluşu, genişliği, karanlık ya da aydınlık oluşu, kullanılan masa, sandalye, kullanılan ders araç gereç ve materyali, öğretmenin kendisi, işe koşulan öğretim yöntemleri ve benzeri pek çok değişken öğrenmeyi olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilecek olan dış faktörlerdir. Bu faktörler bireyin bilişsel, duyuşsal ve fizyolojik yapısına uygun şekilde düzenlenmemişse onu rahatsız edebilir (Ertürk, 1998). Bu nedenle sözü edile faktörler, öğrenmenin gerçekleşmesini olumsuz yönde etkileyebilir.
Geleneksel öğretimde, öğrenme ortamını dolayısıyla öğrenme sürecini etkileyen bu kadar çok kontrol dışı uyarıcı mevcut iken, öğrencilerden, farklı çeşit ve yoğunlukta bilgiyi öğrenmeleri beklenir. Ancak, çoğu zaman bu bilgileri kendi bilişsel, psikolojik ve fizyolojik özelliklerine uygun olan ortamda öğrenmelerine olanak sağlamak ihmal edilir. Oysa birçok eğitimcinin katıldığı görüş, etkili öğrenme ortamının, öğrencinin öğrenme farklılıklarına ve bireysel özelliklerine uygun ortam ve düzenlemelerle gerçekleştiğidir. Hatta öğrencilere kendi öğrenme yollarına uygun ortamlar sunmak, öğretimin en temel işlevlerinden biridir. Öğrenme ortamında uygulanacak etkinliklerin ve materyallerin seçiminde öğrencilerin bireysel özelliklerinin dikkate alınması gerekmektedir. Öğrencilerin bazı ortamlarda sunulan öğrenme etkinliklerine katılmaktan hoşlanırken, bazı etkinliklere katılma konusunda isteksiz davrandığı bilinmektedir. Buna karşın, öğrencinin bireysel farklılıklarına uygun olarak düzenlenmiş öğrenme ortamlarında meydana gelen öğrenme daha etkili olmaktadır. Bu durumda, öğrenci farklılıklarına uygun öğrenme ortamının düzenlenmesi ve etkinliklerin belirlenmesi, öğrenci özelliklerinin bilinmesini gerektirir. Öğrenmeyi etkileyen yaş, cinsiyet, ön bilgiler, çevresel faktörler gibi bireysel özelliklerin yanında, bireyin öğrenme yollarını işaret eden “öğrenme stilleri” önemli bir bireysel özellik olarak görülmektedir.
Öğrenciler, birbirinden farklı yollarla öğrenirler. Örneğin bazıları en iyi biçimde dinleyerek öğrenirken, diğerleri izlemeyi ya da iletişim kurmayı tercih ederler.  Aynı öğrenme ortamı, bir birey için uygun iken, diğeri için dayanılmaz hale gelebilir. Stil, bireyin tercihini gösterir ve başkalarıyla ortak olabilir, ancak bireye özgüdür. Bireyin kişiliğinin bir boyutudur. Öğrenme stilleri ile bireyin öğrenme ortamındaki performansı arasındaki ilişki yıllar boyunca Kolb, Riding, Honey ve Mumford gibi pek çok araştırmacı tarafından incelenmiştir. Öğrenme stilleri genellikle bireye göre değişebilecek faktörlere odaklanır. Örneğin, aynı bireyin öğrenme stili, üzerinde çalıştığı konuya, uygulanan değerlendirme biçimine, hatta verilen süreye göre değişiklik gösterebilmektedir. Dolayısıyla, öğrenme stilleri, zamana ve mekâna göre değişiklik gösterir. Nasıl her bireyin kişilik özellikleri, tercihleri ve ihtiyaçları birbirinden farklı ve kişiye özgü ise öğrenme stilleri de kişiye özgü özelliklerdir ve hiçbirinin diğerine üstünlüğü yoktur.
Öğrenme stilleri kavramı ilk defa 1960 yılında Dunn tarafından ortaya konulmuştur ve çalışmalar devam etmektedir. Dunn (1993) öğrenme stillerini her bir öğrencinin yeni ve zor bilgiyi öğrenmeye hazırlanırken, öğrenirken ve hatırlarken farklı ve kendilerine özgü yollar kullanmasıdır, şeklinde tanımlamıştır. Öğrenme stillerimiz, doğuştan var olan karakteristik özelliğimizdir. Yaşamımızın her anında ve her boyutunda davranışlarımızı etkiler. Yürürken, yatarken, otururken, konuşurken, oynarken, yazarken bizi etkiler ve bu özelliğimize göre bu eylemleri yaparız (Boydak, 2001:3). Öğrenme stilini anlamak, bireyin, öğrenme deneyimi yaşarkenki davranışlarını, öğrenme deneyimini değerlendirme davranışını ve yeni bilgi ve yetenekleri yaşam durumları içerisinde kullanırken gösterdiği davranışları anlamayı gerektirir (Sarasin, 1999: 1). Bu durumda eğitimcilerin öğrenme stillerinin ne anlama geldiğini ve öğrenme stili ile ilgili değişkenleri anlamaları gerektiği düşünülmektedir. Öğrenme stili, bireylerin bilgiyi işlerken kendilerine özgü kullandıkları yollardır (Smith, 1990: 60). Öğrenme stili, bireyin olguları nasıl görüp algıladığı ve bunları en iyi şekilde nasıl işlediği ile ilgili bir yoldur. Her bireyin öğrenme stili kendine özgüdür (Lefever, 1998: 26). Öğrenme stili, öğrenenin, öğrenme sürecindeki tercihlerinin tümü olarak tanımlanabilir (Erden ve Altun, 2006: 21). Keefe’ye (1982) göre öğrenme stili, öğrencilerin nasıl algıladığı, öğrenme çevresiyle nasıl etkileşimde bulunduğu ve bu çevreye yönelik tepkilerin az çok kalıcı göstergeleri olan bilişsel, duyuşsal ve fizyolojik özelliklerdir (Akt., Açıkgöz, 2003:56).
Yine öğrenme stili, fiziksel ve duyuşsal ihtiyaçları etkileyen, çevresel ve algısal tercihlerin oluşturduğu bir bütündür. Bunun sayesinde bireyler global ve bilişsel, kişisel ve duyuşsal faktörlerden kaynaklanan sosyal tercihlerini kavramlaştırıp belirli bir yapıya büründürebilirler. Öğrenme stili, öğrencinin öğrenme ortamına ilişkin algı, ilişkilendirme ve tepki verme göstergelerini oluşturan bilişsel, duyuşsal ve devinsel davranış özellikleridir; diğer bir ifadeyle, bireyin bilgiye ulaşma, işleme ve koruma konusunda kullandığı kendine özgü olan tarzıdır. Bu noktada hatırlanması gereken, öğrenme stilleri modellerini ve ölçeklerini geliştiren kuramcıların, öğrenme stiline farklı yaklaştıklarıdır. Çünkü stili geliştirenler farklı ölçme araçları kullandıkları için ve dayandıkları kuramsal temel farklı olduğu için, tanımlar da stili oluşturan kişilere göre farklılık göstermektedir. Örneğin, kimisi öğrenme stilini, bilişsel, duyuşsal ve devinsel davranış özelliklerinin karışımı olarak çok boyutlu görürken, öte yandan kimisi,  bilişsel ya da psikolojik boyut ile sınırlar (Kılıç, 2004). Öğrenme stillerinin odak noktasını, öğretimin, öğrenme stillerine göre nasıl düzenlenebileceğini inceleyen çalışmalar oluşturmaktadır. Bu çalışmaların sonuçları, öğretimin öğrenme stillerine göre düzenlenmesinin, öğrenme ürünleri üzerinde olumlu etkileri olduğunu göstermektedir (Açıkgöz, 2003: 64). Literatürde çok farklı öğrenme stilleri sınıflamaları bulunmaktadır. Bu çalışmada açıklanan, işitsel, görsel ve kinestetik stiller biçem olarak kabul görmektedir.
İşitseller: İşitsel öğrenenler, bilginin sözel olarak sunulmasına ihtiyaç duyarlar. Aynı zamanda bu bireyler tüm yapıyı anlayabilmek için bilginin parçalar halinde sunulmasını tercih ederler. Soyut düşünme yetenekleri vardır (Sarasin, 1999:17). Bu kişiler, okuyarak öğrenmekten çok öğretmeni dinleyerek öğrenmeyi tercih ederler. Derste pasif olmalarına rağmen dersin tüm sürecinden içsel olarak haberdardırlar (Erden ve Altun, 2006:50). Sohbet etmeyi, birileri ile çalışmayı severler. Hatırlamak istediklerini, birisi kendilerine anlatıyor ya da söylüyormuş gibi işiterek hatırlarlar (Boydak, 2001:6). İşitsellerin özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
· Konuşma ve dinlemekten hoşlanırlar.
· Yüksek sesle okur ve kendi kendilerine anlatırlar.
· Öğrenmek için birinin anlatmasına ihtiyaç duyarlar.
· Haritalardan çok sözel tarifleri ve yönergeleri tercih ederler.
· Sessizlikten hoşlanmazlar (Demirel, Başbay ve Erdem, 2006:53).
Görseller: Görsel öğrenenler, kendileri için yeni olan durumların resimler, grafikler, diyagramlar ya da ana hatlar aracılığıyla görsel olarak sunulmasını tercih ederler. Öğrenme durumları ile ilgili zihinsel imajlar oluştururlar (Sarasin, 1999:18). Bu tip öğrenenler en iyi görerek öğrenirler ve dinlemelerinden çok görmeleri, bilgiyi algılamaları açısından daha önemlidir (Erden ve Altun, 2006). Görsel öğrenenler özel yaşamlarında genellikle düzenli ve titizdir. Karışıklık ve dağınıklıktan rahatsız olurlar (Boydak, 2001:5). Görsellerin özellikleri kısaca şu şekilde özetlenebilir:
· Duyduğu yönergelerden daha çok gördüklerine dikkat ederler.
· Sözel tariflerin tekrarlanmasını isterler.
· Sözcüklerin ağızdan dökülüşünü izlerler.
· Görüntüleri zihinlerinde kolayca canlandırabilirler.
· Çalışırken ağırlıklı olarak not tutmaya çalışırlar.
· İnsanların davranışlarını gözlemlerler.
· Şemalar, tablolar ve grafikleri kolaylıkla algılayabilirler.
· Anlatılanları zihinlerinde canlandırabilirler.
· Sözel yönergeleri kullanmak yerine haritaya gereksinim duyarlar (Demirel, Başbay ve Erdem, 2006:53).
Kinestetikler: Kinestetik öğrenenler, yaparak-yaşayarak öğrenirler (. Boydak, 2004: 17; Sarasin, 1999). Öğrenme sürecinde, öğrenme materyalleri ve diğer bireylerle fiziksel etkileşimde bulunmak isterler. Kinestetikler, öğrenme sürecinde aktif katılımcı olma eğilimindedirler (Sarasin, 1999). Bu gruptaki öğrenciler bilgi verilince hem görmeye hem de dinlemeye ihtiyaç duyabilirler. Sürekli hareket halindedirler. Bu nedenle de harekete dayalı öğrenme etkinliklerini tercih ederler (Erden ve Altun, 2006: 53). Kinestetiklerin genel özellikleri aşağıda maddeler halinde verilmeye çalışılmıştır:
· Uzun süre oturmaktan çok sıkılırlar.
· Bulundukları yerde sürekli hareket halinde olurlar.
· Her şeye dokunmak isterler.
· El becerisi gerektiren işlerde başarılıdırlar.
· Konuşmalarında ağırlıklı olarak ellerini kullanırlar.
  Ellerine aldıkları araçları inceleyip söküp takmak isterler (Demirel, Başbay ve Erdem, 2006: 54).
Öğretimin başarıya ulaşması öğrenme stilleri hakkında bilgi sahibi olmaya ve bu stiller ile öğretim stil ve stratejileri arasında bağ kurmaya bağlıdır. Her öğrenci için ayrı bir öğretim tasarımı uygulamak mümkün değildir. Bu nedenle içinde farklı öğrenme stillerine sahip öğrencileri etkileyecek unsurların yer aldığı zenginleştirilmiş öğretim ortamları yaratılması gerekmektedir (Erden ve Altun, 2006: 25; Sarasin, 1999: 7). Stil destekli öğretim anlayışında, öğretmen kendi tercihlerini ön plana çıkarmak yerine, herhangi bir öğrenci grubunun stilini bir başka stile tercih etmeden, sınıfta bulunan tüm öğrencilerin stillerini sırasıyla dikkate alarak ders işlemelidir. Çünkü hiçbir stil, diğerinden daha iyi ya da daha kötü özelliklere sahip değildir. Stiller sadece tercih edilen ve kullanılan özelliklerdir. Bu kapsamda öğretmenliğin belki de güç yanı, öğretmenin kendisi hangi stile sahip olursa olsun, farklı stildeki öğrencilerin tamamına eşit olarak davranabilmesi ve bunu öğrenme ortamının düzenlenmesinde dikkate alabilmesidir.
Öğrencilerin stil farklılıkları, öğretmenlerin öğrenme ortamlarını çeşitlendirmelerine ve tüm öğrencilere hitap edecek biçimde ders işlemeleri gerektiğine işaret ettiği şeklinde yorumlanabilir. Böylece öğrenciler, sahip oldukları öğrenme stillerinden yararlanarak, stillerine uygun olan öğrenme etkinliklerini ve kaynaklarını yönlendirebilirler. Öğretmenler ise öğrencilerinin öğrenme stillerine uygun öğrenme ortamını yönlendirerek, öğretim etkinliklerini çeşitlendirerek, zenginleştirebilirler. Bu çerçevede öğrencilerin öğrenme farklılıkları olduğunu kabul etmek ve bu farklılıklara uygun bir biçimde etkinlik seçmek,  akılcı bir yaklaşım olacaktır. Hepsinden de önemlisi, öğrencilerin öğrenme tercihlerini ortaya çıkarmaya çalışmaktır. Stillerden, öğrencilerin sahip oldukları öğrenme stillerini zenginleştirerek daha iyi öğrenmelerine rehber olmak, öğrenme etkinliklerini öğrencilerin öğrenme stillerine göre çeşitlendirmek amacı ile yararlanılabilir.
KAYNAKLAR
Açıkgöz, K.Ü. (2003). Etkili öğrenme ve öğretme. İzmir: Eğitim Dünyası Yayınları.
Boydak, A. (2001). Öğrenme Stilleri. İstanbul: Beyaz Yayınları.
Binbaşıoğlu, C. (1978). Öğrenme psikolojisi. Ankara: Binbaşıoğlu Yayınevi.
Curry, L. (1990). A critique of the research on learning styles. Educational Leadership, 50-57.
Çırık, İ. (2007). Öğrenme Stilleri Doktora Ders Çalışması, Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü.
Demirel, Ö., Başbay, A. ve Erdem, E. (2006). Eğitimde çoklu zekâ: Kuram ve uygulama. Ankara: PegemA Yayıncılık.
Dunn, R. (2000). Learning styles: Theory, research, and practice. National Forum of Applied Educational Research Journal, 13 (1), 3-22.
Dunn, R. ve Dunn, K. (1992). Teaching elementary student through their individual learning styles. Boston: Allyn & Bacon.
Dunn, R. ve Dunn, K. (1992). Teaching secondary students through their individual learning styles. Boston: Allyn & Bacon.
Dunn, R. ve Dunn, K. (1978). Teaching students through their individual learning styles. Reston, VA: Reston.
Dunn, R. ve Griggs (Edt.), Learning styles and the nursing profession. New York: NLN Press.
Erden, M. ve Altun, S. (2006). Öğrenme stilleri. İstanbul: Morpa Kültür Yayınları.
Ertürk, S. (1998). Eğitimde program geliştirme. Ankara: Meteksan.
Fidan, N. (1996). Eğitim psikolojisi: Okulda Öğrenme ve Öğretme. Ankara: AlkımYayınevi.
Glasersfeld, von E. (1996). Introduction: Aspects of Constructivism. C.T., Fosnot (Edt.),      Constructivism: Theory, perspectives and practice (3-7).  New York: Teachers College Press.
Lefever, M. (1998). Learning styles. Eastbourne: Kingsway Publications.
Sarasin, L.C. (1999). Learning style perspectives. Madison: Atwood Publishing.
Scmeck, R.R. (1988). An introduction to strategies and styles of learning. R.R., Schmeck       (Ed.), Learning strategies and learning styles (3-19). New York: Plenum Press.
Smith, R.M (1990). Learning how to learn: Applied theory for adults. Buckingham: Open University Press.

Sevgiler,

Gulcin KARADENİZ


   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder