Ninniler, çocukları büyüten; nine, anneanne, babaanne, teyze, abla, yenge vb. gibi yakınların, çocukları uyutmak için belli bir ezgiyle söyledikleri manzum veya mensur sözlerdir. Ninniler, şiirin başlangıcı, ağıtlar sonudur. Onların sözleri ve ezgisiyle doğulur, ağıtlarla ölünür.
Çocukların, anadillerini öğrenmeleri için, bebeklik döneminden başlayarak, görsel, işitsel ve dilsel iletilerle beslenmeleri gereklidir. Ninni, mani, bilmece, tekerleme ve çocuk şarkıları, gibi anadilinin söz hazineleriyle tanışırlar. Dilimizin sözcüklerini, deyimlerini, söz kalıplarını, özdeyiş ve atasözlerini, dil musikisini çocuklara folklor edebiyatımızın ürünleri kazandırır. Bu ürünlere gidilen yolun ilk basamağı ninnilerdir. Anne, bebeğini uyuturken harekete uygun bir ritimle, bebeğin huysuz veya uysal davranışına uyacak biçimde sesini düzenler.
Ninni kelimesinin, Türkçe'de ne zamandan beri kullanıldığını bilememektedir (Artun, 1997). Ninniler çeşitli zaman birimlerinde kuşaktan kuşağa devredilip aktarılan, ezgileri yönüyle çocukları etkileyen ürünlerdir. Ortaya çıkışlarıyla ilgili kesin bilgilere sahip olamadığımız ninniler, çıkış zamanlarındaki asıl şekillerini koruyamamışlardır. Tarihsel, sosyal ve kültürel nedenler, göçler değişikliğe uğramalarına neden olmuştur.
Ninniler, söylendikleri toplumun kültürünü yansıtmışlardır. Ninnilerin oluşumunda, annenin ruhsal durumu, yaşanılan olaylar, çocuğa duyulan özlemler rol oynar. Anneler bazen eşinden kaynanasından, akrabalarından yakınmaları ninnilerde dile getirir. Her anne ninni yakabildiği gibi çevresinden duyduğu ninnileri de söyleyebilir. Ninniler çocuğun kız veya erkek oluşuna göre de değişir (Artun, 1997).
Demir (belirtilmemiş) incelendiği ninnilerde Türk kültüründe bebeklere ve küçük çocuklara bakışı ve onlara nasıl hitap edildiğini şu şekilde özetlemiştir: anasının kuzusu, annesinin tek gülü, arslanım, babasının gözünün nuru, bahçelerin gülü, balam, balım, bebeciğim, bebeğim, bereketli bebeğim, beşikteki meleğim, bey oğlum, biricik sevdam, can dostum, can kuşum, cicili bebek, cicim, ciğerimin köşesi, ciğer-parem, ciğer-guşem, çiçeğim, dilek kuşum, elleri kolları kınalı bebek, evimin tek çiçeği, evin bülbülü, gözleri sürmelim, gözüm, gözümün bebeği, gül bebeğim, gül yüzlü, gülüm, güzel çocuk, güzel yavrum, güzelim, güzeller güzeli, hanım kızım, kınalım, körpe kuzum, kuzum, küçük kuzum, meleğim, nazlı kuşum, nazlım, lokumum, ömrümün çiçeği paşam, Rabb’imin meleği, sağ elim, sevgili yavrum, şekerim, şirin nazlı kuşum, tatlı yavrum, tay yavrum, uğurlu bebeğim, yavrum, ...
Ninnilerde ayrıca bebeklere kavram eğitimi de verilmektedir: bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on ve onun katları olan sayılar son derece düzenli bir biçimde ninnilerin arasına serpiştirilmiştir, yine al, kırmızı, kızıl, ak, beyaz, siyah, kara, yeşil, mavi, sarı, ... gibi temel renkler de öğretilmektedir. Ninnilerden zaman kavramının ve takvimin de öğretildiği anlaşılmaktadır: gündüz, sabah, tan, kuşluk, öğle, erken, geç, ilkindi, akşam, gece, yatsı, gece yarısı, sene, yıl, kış, yaz, güz, gün, mevsim, bahar, saat, dakika, evveli-sonrası, önceki gün, dün, bugün, yarın, yarından sonrası, öbür gün,… kısaca her ninnide öğretici bir unsur vardır.
KAYNAKLAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder