Okulöncesi Dönem Çocuklarla Hobi/ Kendin Yap Etkinlikleri
Bu site; okulöncesi dönem çocuğu olan anne babaların çocukları ile kaliteli zaman geçirmeleri ve çocukların yaratıcılıklarını geliştirmelerine katkı vermek amacıyla hazırlanmıştır.
11 Eylül 2016 Pazar
Aslan maskesi
22 Ağustos 2016 Pazartesi
ÇOCUKTA EMPATİ
ÇOCUKTA EMPATİ
BECERİSİNİN KAZANILMASI
Gelişim Psikolojisi Doktoru Gülçin KARADENİZ
“Kendini başkalarının yerine koymak
ama kendisi olarak düşünüp karar vermek” olarak tanımladığımız ve yüzyılın becerisi olarak adlandırılan empati, çocuğun öncelikle kendisinin ayrı bir birey olduğunun tamamen farkında
olması ile 2 yaş civarında kazılmaya başlar, yaşam boyu gelişip şekillenmeye
devam eder. Bu süreçte “ben” ve “diğeri” farkındalığı, “davranışlarının
sonucunu ve kendi duyguları kadar diğerinin duygularını da anlama süreci”nin
desteklenmesi oldukça önemlidir. Genel olarak bakıldığında çocuğun davranışları
sonucunun diğerlerinin nasıl hissedeceğinin anlatılmasının oyunlarla
canlandırılmasının empati gelişimini desteklediği; fiziksel ceza, tehdit,
azarlama gibi davranışların ise empati gelişimini engellediği görülmektedir.
Ayrıca erken dönemde ebeveynlerle kurulan sıcak, sevgi dolu ilişkinin güven
duygusunu sağladığı ve bu güven duygusunun çocukları sadece kendini değil
diğerlerini de düşünme konusunda özgürleştirecektir.
Devamı İçin Parents Dergisi Temmuz Ayı Sayısı!
ÇOCUKTA RİTM ÇALIŞMALARI NEDEN ÖNEMLİ?
ÇOCUKTA RİTM ÇALIŞMALARI NEDEN ÖNEMLİ?
Gülçin KARADENİZ
Gelişim Psikolojisi Doktoru
Hayattaki
her oluşumun kendi içinde bir ritmi vardır diyebiliriz ve diyebiliriz ki ritim hayatımızın temelindedir; ancak tüm bu bilgilere karşın giderek daha
hareketleri sınırlı ve ritimsiz bir topluma dönüştüğümüz de başka bir
gerçektir! Özellikle günümüz çocuklarını düşünecek olursak maalesef bir çoğunda
yürüyememe, koşamama ve oynayamama sorunlarını gözlemlemekteyiz.. Peki
çocuklarımızda ritim duygusunu nasıl harekete geçirebiliriz?
Yaşamın
ilk üç yılı, beyin yapısının ve işlevlerinin çok hızlı geliştiği bir dönemdir.
Doğru deneyimler beyinin mucizevi potansiyelini ortaya çıkarmasına yardımcı
olmaktadır. Çocuğun yaşamına katılan görseller, ses, dokunuş, tat ve koku beyinsel
aktivitelere dönüştürülerek psikomotor, bilişsel ve sosyal gelişim alanlarında
hızlı değişimlere yardımcı olur. Kaliforniya Üniversitesi Tıp Fakültesinde nöroloji
asistanı Dr. Frank R. Wilson (1989), araştırmalarında bir müzik eğitimi alıp
bir müzik aleti çalabilen çocukların yaşıtlarına oranla fiziksel, zihinsel,
duygusal ve sosyal açıdan daha hızlı geliştirdiğini saptamıştır. Yine
araştırmalar yedi yaşından önce müzik eğitimine başlayan çocukların; yoğun
dikkat toplama becerilerine, güçlü bir hafızaya, daha hızlı duyma ve görme güçlerine
sahip olduklarını, ayrıca beyin ve sinir sisteminin tamamının olumlu yönde geliştirdiklerini
raporlamışlardır.
Devamı İçin Parents Dergisi Nisan Sayısı!
0-2 yaş
döneminde ritim duygusu ile tanışan bebeklerin ileriki yaşantılarında;
zamanlama yeteneği, dikkati yoğunlaşma, dinleme becerisi ve işitsel hafıza
kapasitelerinde daha üst düzeyde performanslar sergiledikleri ve grup
çalışmalarına daha kolay adapte olabildikleri bilinmekte! Biz de Can’la beraber
evde ritim çalışmalarına başladık! Can henüz 10 aylık ben ona adını farklı
ritimler tutarak söylüyorum. Can şimdilik sadece ritim aletlerini ‘yemeği’ tercih
etse de çok eğleniyor, ileri de daha büyük işler yapacağına eminim!
Bu ayki
çalışmamda bana eşlik eden Can Karadeniz’e teşekkür ederim.
Kaybetme Duygusuyla Mücadele
Kaybetme Duygusuyla Mücadele
Gelişim Psikolojisi Doktoru Gülçin KARADENİZ
Oyun oynamak çocuğun en değerli
deneyimlerinden biridir. Özellikle rekabet içeren oyunlar ve de bu oyunlarda
kazanan taraf olmak okul öncesi çocuğu için çok önemlidir. Aslında bunun bir
nedeni de, okul öncesi çocuğun oyunu kazanırsa ebeveyninin de mutlu olacağına
olan inancıdır. 5-6 yaş aralığında, çocuğun paylaşma, dostluk ve sempati gibi
davranışlar sergilemesinin yanı sıra, rekabet, kavga ve çatışmalar içine girdiği
de gözlemlenmektedir. Çocuk iyi modellerli varsa 10-11 yaşına geldiği zaman
oyunlarda adil oynama becerisi geliştirebilir. Oyun aslında çocuk için gerçek
yasamdır ve doğal olarak da ortaya çıkan problemler onların yaşantılarındaki
gerçek problemlerdir. Oyun, çocuğa yaratıcı bir atmosfer sağlar, problem çözme
becerilerini geliştirir. Problemi; tanımlar, çözümler üretir, çözümleri
yorumlar. Üstelik bu ortam psikolojik olarak güvenlidir (hatalar kolay
affedilir). Yine de bizim okul öncesi çocuklar
yenilmekten/ kaybetmekten hiç hoşlanmazlar hatta bazen oyunu kazanmak için
hilecikler bile yapabilirler!!!… Elbette çocukta kendine güvenin gelişmesi için
kazanmanın/başarılı olmanın zevkini yaşaması gerekiyor ama hep kazanan o mu
olmalı? İnce çizgi nedir? Öncelikle çocuğa
bu duyguyu yaşatmak için basit oyunlarla başlanıp, zaman içinde bol bol pratik
yaparak karmaşık oyunlara geçmelidir. Sürekli kaybeden çocuk oyundan uzaklaşır
ve öfkelenir. Elbette kazanma duygusu yaşarken kaybetme duygusunu da öğrenmesi
hem de bunu ailede öğrenmesi önemlidir. Çocuğun ebeveynlerini model aldığı
düşünüldüğünde genel olarak canımızı sıkan olaylar ya da kendi
başarısızlıklarımızda verdiğimiz tepkilerin çocuğa yansıyacağını da unutmamak
gerekir.
Devamı için Parents Mart Sayısı...
Çocuklukta “Sevgi Kavramı”
Çocuklukta “Sevgi
Kavramı”nın Gelişimi
Gelişim Psikolojisi Doktoru Gülçin KARADENİZ
Sevgi; bir canlının diğerine, bir durum ya da bir nesneye
ilgi ve bağlılık duygusudur. Sevginin davranışa yansıyan şekli ise; güzel
sözler söylemek, sevgi dolu gözlerle bakmak, sevgi ile dokunmak, öpmek, zaman
geçirmek, öncelik vermek ve diğerini düşünmektir. Sevgi aile tarafından çocuğa kazandırılacak
en önemli değerlerden birisidir. Anne-babanın çocuğuna karşı en temel görevi;
sevgiyi hissettirmek ve sevmeyi öğretmektir.
Peki sevgi nasıl öğretilir?
Seven bir insan olmak, kişinin istenen planlanan bir
bebek olmasıyla başlamakla birlikte Çocuk sevmeyi öğrenmesi için öncelikle
isteyerek dünyaya getirildiğini hissetmelidir. Yine ilk yıllarda temel güven
duygusu kazanmış olması da çok önemlidir. Bu bebeklik döneminde; beslenme
(özellikle emzirmek hem bedensel hem de duygusal olarak besler), uyku, temizlik
gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması ile birlikte ebeveynlerin sakin ve
sabırlı yaklaşımın yanı sıra onların; ses tonu, sevgi dolu bakışlarıyla
sağlanır. Çocuğa sevgiyi öğretmenin yolu koşulsuz seven ebeveynlerden geçer. Elbette
herkes öğrenmiş olduğu sevgi modelleriyle çocuğuna sevgiyi öğretir.
Devamı için Parents Dergisi Şubat Sayısı...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)