Sevgili
anneciğim, babacığım;
Bütün duygu ve düşüncelerimi dile
getirebilseydim, size şunları söylemek isterdim:
Sürekli bir büyüme ve değişme
içindeyim. Sizin çocuğunuz olsam da sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum.
Beni tanımaya ve anlamaya çalışın.
Deneme ile öğrenirim. Bana ayak
uydurmakta güçlük çekebilirsiniz. Oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşlarımda özgürlük
tanıyın. Beni her yerde, her zaman koruyup kollamayın. Davranışlarımın
sonuçlarını kendim görürsem daha iyi öğrenirim. Bırakın kendi işimi
kendim göreyim. Büyüdüğümü başka nasıl anlarım?
Büyümeyi çok istiyorsam da ara
sıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum. Bunu önemsemeyin. Ama siz
beni şımartmayın. Hep çocuk kalmak isterim sonra. Her istediğimi elde
edemeyeceğimi biliyorum. Ancak siz verdikçe almadan edemiyorum. Bana yerli
yersiz söz de vermeyin. Sözünüzü tutamayınca sizlere güvenim azalıyor.
Bana kesin ve kararlı davranmaktan
çekinmeyin. Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın. Koyduğunuz kurallar ve
yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem. Ancak, hiç kısıtlanmayınca ne
yapacağımı şaşırıyorum. Tutarsız davrandığınızı görünce hem bocalıyor, hem de
bundan yararlanmadan edemiyorum.
Öğütlerinizden çok
davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın. Beni eğitirken ara sıra yanlışlar
yapabilirsiniz. Bunları çabuk unuturum. Ancak birbirinize saygı ve sevginizin
azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder.
Çok konuşup çok bağırmayın. Yüksek
sesle söylenenleri pek duymam. Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi iz
bırakır. "Ben senin yaşında iken..." diye başlayan söylevleri hep
kulak ardına atarım.
Küçük yanılgılarımı büyük suçmuş
gibi başıma kakmayın. Bana yanılma payı bırakın. Beni, korkutup sindirerek,
suçluluk duygusu aşılayarak uslandırmaya çalışmayın. Yaramazlıklarım için beni
kötü çocukmuşum gibi yargılamayın. Yanlış davranışım üzerinde durup düzeltin.
Ceza vermeden önce beni dinleyin. Suçumu aşmadığı sürece cezama katlanabilirim.
Beni dinleyin. Öğrenmeye en yatkın
olduğum anlar, soru sorduğum anlardır. Açıklamalarınız kısa ve özlü olsun. Beni
yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın. Ama başarabileceğim işleri yapmamı
bekleyin. Bana güvendiğinizi belli edin. Beni destekleyin; hiç değilse çabamı
övün. Beni başkalarıyla karşılaştırmayın; umutsuzluğa kapılırım.
Benden yaşımın üstünde olgunluk
beklemeyin. Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın; bana süre tanıyın.
Yüzde yüz dürüst davranmadığımı görünce ürkmeyin. Beni köşeye sıkıştırmayın;
yalana sığınmak zorunda kalırım. Sizi çok bunaltsam bile soğukkanlılığınızı
yitirmeyin. Kızgınlığınızı haklı görebilirim, ama beni aşağılamayın. Hele
başkalarının yanında onurumu kırmayın. Unutmayın ki ben de sizi yabancıların
önünde güç durumlara düşürebilirim.
Bana haksızlık ettiğinizi
anlayınca açıklamaktan çekinmeyin. Özür dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz;
tersine, beni size daha çok yaklaştırır. Aslında ben sizleri olduğunuzdan daha
iyi görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çabalamayın.
Yanıldığınızı görünce üzüntüm büyük olur.
Biliyorum, ara sıra sizi üzüyor,
belki de düş kırıklığına uğratıyorum. Bana verdikleriniz yanında benden
istediklerinizin çok olmadığını da biliyorum. Yukarıda sıraladığım istekler
size çok geldiyse bir çoğundan vazgeçebilirim; yeter ki beni ben olarak
seveceğinize olan inancım sarsılmasın.
Benden "Örnek çocuk"
olmamı istemezseniz, ben de sizden kusursuz ana-baba olmanızı beklemem. Sevecen
ve anlayışlı olmanız bana yeter.
Sizin çocuğunuz olarak doğmak
elimde değildi. Ama seçme hakkım olsaydı, sizden başka kimsenin çocuğu olmak
istemezdim.
Sevgiler,
Çocuğunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder